KARACAOĞLAN

Türk Halk Şairi

Elif
İncecikten bir kar yağar,
Tozar Elif, Elif deyi...
Deli gönül abdal olmuş,
Gezer Elif, Elif deyi...

Elif’in uğru nakışlı,
Yayla çiçeği kokuşlu,
Yavrı balaban bakışlı,
Süzer Elif, Elif deyi...

Elif kaşlarını çatar,
Gamzesi sineme batar.
Ak elleri kalem tutar,
Yazar Elif, Elif deyi...

Evlerinin önü çardak,
Elif'in elinde bardak,
Sanki yeşil başlı ördek
Yüzer Elif, Elif deyi...

Karac'oğlan eğmelerin,
Gönül sevmez değmelerin,
İliklemiş düğmelerin,
Çözer Elif, Elif deyi...

Karacaoğlan ile Karacakız Efsanesi

Mut’a bağlı Karacaoğlan (Çukur) köyü ile Dere köyü arasında Karacaoğlan ile Karacakız tepesi diye bilinen iki tepe vardır. Yörede tepelerin bu adı almasıyla ilgili aşağıdaki efsane anlatılmaktadır:

Gezgin bir yaşam sürdürmüş olan Karacaoğlan, birgün Mut’un Karacaoğlan (Çukur) köyüne gelir. Burada sazı ve sözüyle herkesin sevgi ve saygısını kazanır, daha sonra bu köyden ayrılıp Elif adlı güzel bir kızın obasına geçer. Yörede Karacakız adıyla tanınan Elif, oba beyinin kızıdır. Karacaoğlan, Karacakız’ı ilk gördüğünde ona aşık olur ve bir türlü obadan ayrılamaz, Karacakız da Karacaoğlan’a tutulmuştur.

Oba beyi, Karacaoğlan’ın yanık söyleyişinden, kederli görünüşünden onda bir değişikliğin olduğunu anlar ve bunun sebebini öğrenmek ister. Karacaoğlan, derdini anlatmak istemez, ancak bey ısrar edince Elifle evlenmek istediğini söyler. Bey, bu duruma çok sinirlenir ve kendisine verecek kızının olmadığını sert bir şekilde ifade eder.

Karacaoğlan bu cevaba çok içerler ve Elif’le kavuşmalarının mümkün olmadığını anlayarak obadan ayrılmak zorunda kalır. Aradan yıllar geçer, Karacaoğlan’ın saçı sakalı ağarır, ancak bir türlü Karacakız’ı unutamaz. Son kez onu görebilmek düşüncesiyle Çukur köyüne gelir. Çevresinde toplananlara Karacakız’ı, obasının bulunduğu yeri sorar, fakat herkes üzgün üzgün başını önüne eğer. Yaşlı bir köylü, Karacakız’ın çok uzun bir süre karşı tepede kendisini beklediğini, sonunda ümidini kaybederek hayattan elini eteğini çektiğini ve yine bu tepede öldüğünü, mezarının da buraya yapıldığını söyler.

Karacaoğlan, bu duruma çok üzülür, tepeye çıkıp mezar başında dua eder, daha sonra Karacakız’ın mezarını rahatça görebileceği karşı tepeye gidip buraya oturur, Karacakız için saz çalıp yanık şiirler söyler, günlerce yerinden kalkmaz, sonunda bu tepede can verir.

Köylüler, Karacaoğlan’ı bu tepeye defneder. Olayın ardından Karacakız’ın öldüğü tepeye Karacakız Tepesi; Karacaoğlan’ın öldüğü tepeye ise Karacaoğlan Tepesi adı verilir. Yörede her yıl yaz gelince bu tepelerden birinden mavi diğerinden yeşil bir ışığın yükselerek bunların gökyüzünde birleştikleri anlatılır ve bu ışıkların hayattayken kavuşamayan bu aşıklara ait olduğuna, bunları ancak yürekten sevenlerin görebileceğine inanılır.

Tags:
Musician/Band
Category:
Musician/Band